Birkaç hafta önce, hayli soğuk bir cumartesi öğleden sonrası, Kubbealtı Vakfı'ndaydım. Çemberlitaş'ta bu vakıf, büyük kapısından avluya girer girmez, beni her zaman çok eskilere, Sâmiha Ayverdi'nin nitelemesiyle, Türk Tarihinde Osmanlı Asırları'na alıp götürüyor.
Ne oluyorsa, nasıl oluyorsa, şehrin hayhuyu, kalabalıklar, yoğun trafik, şu bu, hepsi eriyor, iyice geriye çekiliyor; Peykhane Sokağı'nda daha bir iki adım, siz de Köprülüler çağına geri dönüyorsunuz. Bu zaman kaymasından hoşlandığımı da söylemeliyim.
O cumartesi, değerli dostlarla birlikte, Sâmiha Ayverdi'nin 'eser'ini söyleştik. Dilim döndüğünce, Sâmiha Ayverdi okumalarımı anlatmaya çalıştım.
Ayverdi'yi 22 Mart 1993 tarihinde kaybetmişiz.
Şimdi 1960'lara geri dönüyorum. Ankara Caddesi'ndeki sıra sıra kitabevlerinden kitaplar devşirdiğim günlere. Meselâ İnkılâp'tan Reşat Nuri'ler, Kerime Nadir'ler, Türkiye Yayınevi'nden Abdullah Ziya Kozanoğlu'nun tarihî romanları, Kanaat'tan Nahid Sırrı Örik, Atlas Yayınevi Hüseyin Rahmi'leri yeniden yayımlıyor!..
Bazı kitabevlerinde eski basım kitaplar hâlâ bulunuyor. İşte, Gayret Kitabevi'nden, 1941 basımı, her nedense kapaksız, Ateş Ağacı. Ateş Ağacı Sâmiha Ayverdi'nin üçüncü romanıdır:
"Muhit değiştirmeyi ben, resimli bir kitabın sahifelerini çevirmeye benzetirim. Bakan göz hep aynı göz, çevrilen sahifeler hep aynı kitabın sahifeleridir. Fakat manzaralar ve dolayısıyla intibalar başkadır."
Devamını oku: Okuduğum Sâmiha Ayverdi
- Ayrıntılar
-
Kategori: Hakkında Yazılanlar

Sâmiha Ayverdi'nin târihle ilgili eserlerinin ve bu eserlerinde ele aldığı konuların çeşitliliği bu kısa tebliğ çerçevesinde onun bütün görüşlerine yer vermemize imkân vermemektedir. Onun için biz bu tebliğimizde bazı ana çizgileri vermekle yetineceğiz.
Sâmiha Ayverdi'nin târih görüşünü doğru bir şekilde değerlendirebilmek için onun mütefekkir bir mutasavvıf olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Sâmiha Ayverdi târihle ilgili eserlerini târih ilmine katkıda bulunmak için değil, Türklüğü yeniden ayağa kaldıracak değerleri târihten çıkarmak ve geleceğe sunmak için yazmıştır. Bu görüşümüz onun târihle ilgili fikirlerini en fazla yansıtan eseri olan Türk Târihinde Osmanlı Asırları kitabının önsözünün ilk cümlelerinde şu şekilde ifade edilmiştir:
Bu kitap ne bir târihtir, ne de bir ilim ne müracaat eseri. Belki akademik sınırlara, ilmi nizam ve şekillere bağlı bulunmayan, fakat her satırı ile otantik olmağa çalışan bir fikir kitabıdır. Öyle ki, Türk târihinin seyir ve tekamülü ardınca yürüyebildiğimiz ölçüde atılmış bu birkaç adım, iki büyük Türk Devletinin dünya târihi muvacehesindeki medeni ve içtimaî değerlerinin, uzaktan yakından münasebet kurmak vaziyetinde olduğu milletlere ve nihayet dünyaya neler getirdiğini, umumi çizgileriyle tayin ve tesbit edebilmek gayretinin naçiz bir mahsulüdür."
Devamını oku: SÂMİHA AYVERDİ'nin Târihe Bakışı