• Mütefekkir ve Mutasavvıf Yazar

  • Ölçün doğruluk olsun, aleyhinde dahi olsa doğruyu söylemekten çekinme.

  • Sâmiha Ayverdi

  • Sâmiha Ayverdi

  • Haksız olduğun bir mes’elede, haklı olduğuna kendini inandırmaya çalışma.

Copyright 2024 - fakir@fenomen.org

Edebi ve Mânevi Dünyâsı İçinde Fâtih

 

Yazarı: Sâmiha Ayverdi
Yayınevi:    Kubbealtı
Yayın Yılı:  1953

İstanbul'un büyük fatihi, cihan hakimi, farklı cepheleri ve başarılarıyla üstünlüğü tartışılmaz olan Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmed Han bugün de hakkında en çok yazılan, konuşulan, yaptıkları tartışılan büyük bir liderdir. Bu günlerde fetih kavramı kadar Fatih'in kişiliği de gündemden düşmüyor. Yapılan tarih yolculuklarında dönüp dolaşılan ve merak edilen şahsiyetlerin başında yine Fatih geliyor.

Nesillere milli ve tarihi şuur vermiş, onları doğru istikametlere yönlendirmiş kıymetli mütefekkir yazar Samiha Ayverdi, bu eserinde Fatih'i yetiştiren, Şehzade Mehmed'i Sultan Fatih yapan ve onun müstesna dehasını ortaya koyan muhiti anlatıyor. Padişahın aldığı sağlam eğitimi, bilgi birikimini, sanatkar yönünü ve büyük ufuklu dünyasını okuyucuya anlatıyor. Fatih Sultan Mehmed'i daha iyi tanıyabilmek ve anlayabilmek için bu eserin okunmasının elzem olduğunu düşünüyoruz.

Ken'an Rifâi ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık

 

Yazar:     Sâmiha Ayverdi, Safiye Erol, Nezihe Araz, Sofi Huri
Yayınevi:     Kubbealtı Neşriyat

Ken'an Rifâî (Büyükaksoy, 1867-1950), Rifâî Tarîkatının büyük şeyhlerindendir. Filibe hânedânından Hacı Hasan Beyin oğlu Abdülhalim Bey ile Hatice Cenan Hanım'ın evlâtlarıdır. Filibe'de doğduğu semtin adı hâlen Hacı Hasan Bey Mahallesidir.

Ken'an Rifâî, idrâki, kültür ve imâniyle İslâmın Çağa seslenişini dile getirmiştir. Böylece İslâm, O'nun şahsında genç nesillere ulaşma, onların ruhlarını aydınlatma imkânına kavuşmuştur...

Bu kitap, aklı ve îman arayışı arasında kalmış günümüzün insanına ilâhı dostluğun kapılarını açmaktadır. (20. Asrın Işığında Müslümanlık) hakikatı arayan her insanın okuması gereken bir temel eserdir.

Dost

Yazar:     Sâmiha Ayverdi
Yayınevi:     Kubbealtı Neşriyat

Her devirde ve her asırda, Ebû Bekir ve Ebû Cehil yaradılışlı kimseler olduğunu bilince, gerçeklerin beyanında niçin söz söyler, neden kalem oynatırız diye düşünmemek elde değil. Zira hakikatler, ancak o hakikatle soydaş olan gerçek kimselere yüz gösteriri, gâfil inkarcılara değil...

Anlamak ve inanmak, dünyada kazanılan bir imtiyaz olmaktan ziyade, bir ezeli nasip işidir. Şu halde, idrakleri ters yola karar etmiş olanları doğru yola çevirmeye uğraşmak neye yarar?

Kendilerini madde ve mâna âleminin allâmesi kabul ettikleri halde, ellerini eteklerini dünya kirlerinden temizleyememiş, hırs, fesad, nifak, yalan ve iftirayı keyifli bir vazife haline getirmiş bu zavallılara sadece acımak yetmez mi? Bence yeter. Amma eşe dosta yetmedi. İste bu temiz ve iyi niyetli yârânın, mâsum ısrarlarıdır ki, şu okuduğumuz bölümün yazılmasına yol açtı.

Öyle ki, Ken'an Rifâi denen insanlık âbidesinin, görüş, düşünüş ve yaşayışından, şu garip dünyanın garip insanları bir ses duysun, gerçeklerle yüz yüze gelsinler diye...

f t g m